Netflix, Hulu, HBO Go ve daha pek çok platformda absürt derecede geniş bir müzik filmi ve belgeseli seçeneği mevcut. Ancak hangilerinin gerçekten 100 dakikanızı hak ettiğini söylemek zor. Watch the Tunes, her hafta sonu Netflix ve Chill zamanına layık olan müzik belgelerinin hangileri olduğunu belirlemenize yardımcı olacak. Bu haftanın bölümü Glen Campbell: I'll Be Me. üzerine.
Filmde, kameralar çekime başladığında 2011'de resmen açıklandığı üzere, Campbell’a Alzheimer hastalığı teşhisi konmuştu. Bundan da öte, ülke çapındaki veda turuna çıkıyordu. Bu iş kararına dair şüphelerim, Glen’in doktorlarla hangi gün olduğunu, şu anki başkanın kim olduğunu ve hangi binada bulunduğunu yanıtlamayı başaramadığını dinlerken kendini gösterdi. Acaba Glen, ailesi ve plak şirketi tarafından bu tura acımasız ve fırsatçı bir şekilde maddi kazanç sağlamak amacıyla zorlanıyor muydu? Evde ve The Tonight Show'un prova çalışmalarını içeren kaotik prova görüntüleri bana bu olasılığı düşündürdü, ancak Glen’in önüne bir seyirci geçtiğinde ve onun hala ince ayarlı eğlence yetenekleri devreye girdiğinde karamsarlığım hemen ortadan kalktı. Sahnedeyken Glen, en azından biraz da olsa kafası karışık görünümünü tamamen ortadan kaldırmayı asla başaramasa bile, muazzam derecede sevimli, esprili ve yetenekli bir müzisyen olarak parlıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Campbell’ın, bazen video prompter’dan “Glen uzun gitar solosu çalıyor” ifadesini mikrofonun doğrudan okuyuverip işe koyulmadan önce, gitar sololarıyla tam anlamıyla şov yapabileceğini görmek beni şaşırttı.
Hastalığını halka açıkladığında ve daha da cesurca canlı performanslarına devam ettiğinde, herkesin bilinci arttırma ve Alzheimer'a yüz koyma çabası vardı. Bu anlamda, turne (ve bu film) büyük bir başarı. Ancak gülmekten keyif alınacak anlarla birlikte, bu hastalığın ne kadar yıkıcı olduğu ve olmaya devam edeceği gerçeği, her şeyin önüne geçiyor. Campbell’ın kızı Ashley’nin bir Kongre alt komitesine babasının kendilerini neredeyse hiç tanımadığını anlatırken gözyaşlarını zorla tuttuğunu izliyoruz. Daha sonra Glen’in öfkeli bir şekilde insanların ondan çaldığını iddia ettiğini görüyoruz. Tam da bu anlarda, yolun sonunda neler geleceğinin gerçek ağırlığı daha net oturuyor. Film boyunca Campbell’ın biyografisinden bölümler ve Bruce Springsteen, Vince Gill, Brad Paisley, Edge ve hatta Steve Martin gibi büyük isimlerin kısa röportajlarından parçalar var; ancak I’ll Be Me'nin ruhu, bu hastalığın, sadece müzik dünyasından değil, aynı zamanda ailesinden çaldığı bir adamın portresini çizmekte bulunuyor.
Chris Lay, Madison, WI'de yaşayan serbest yazar, arşivci ve plak dükkanı çalışanıdır. On iki yaşında kendine aldığı ilk CD, Dum & Dumber film müziğiydi ve o zamandan bu yana her şey daha iyiye gitti.
Exclusive 15% Off for Teachers, Students, Military members, Healthcare professionals & First Responders - Get Verified!